26 Ocak 2017 Perşembe

"Deli Kızın Türküsü" Gülten Akın

Bir Şiir Olsam...

Postanede fatura ödeme sırası bana geldiğinde ve hep de aynı gişe görevlisiyle yüz yüzeyim, ne güzel...
Gülümsedik birbirimize, elimde telefon, çok sevdiğim bu köşem için yazıyordum. Telaştan, faturalar yerine telefonu uzatmak üzereydim, o sırada memur hanımefendi dinlediği şarkıya eşlik ediyordu mırıldanarak. Sol gişedeki diğer memur arkadaşına " Ne diyim, sıkma canını, konuşuruz sonra" dedi. Bir an onların dünyasında misafirdim. Çalan şarkıyı dinledim;
"Yitirmeli ne varsa 
Başlamalı yeniden 
Bu anlamsız bu yağmur 
İşlemez karanlıkta 
Garipliğine yan 
Yan yürek yan 
Gitti giden 
Gitti giden"
Önce şairini andım, "Gülten Akın" ve şarkı Sezen Aksu'nun..
Sene 1993 ben 13 yaşındayım, Sezen Aksu hayranıyım ve büyüyünce Gülten Akın gibi güzel şiirler yazan bir şair olmak istiyorum. Her gün şiirler yazıyorum, sadece Sezen Aksu dinliyorum. 
Seneler sonra fark ediyorum ki; aşka inanışımı, beklentilerimi ve ayrılık hallerimi hep onun şarkılarını diriltircesine yaşamışım. Bilinçaltım Sezen Aksu şarkılarını mırıldanmış, hangi adamı sevsem. 
Bu şarkı ise; bambaşka...
"Deli Kızın Türküsü" her dönem dinlenen zamansız şarkılardan ve okudukça devleşen Gülten Akın şiirinin sadece bir kısmı.
Ben bu arada büyüdüm mü? Sanmıyorum ama o şair olacağım dediğim yılları kaçırdım. Kalan hayallerimle geçinip gidiyorum.
Bu günlerde 14- 15 yaşlarıma geri gidiyorum. Yakalasam o saf iyimserliğimi yeniden...
Dün bahsettiğim küllenen tiyatro aşkımın yanına bugün de bir Gülten Akın kitabı ekliyorum. Daha çok şiir okumalı.
Aklın yorduğu ruhları şiirle dinlendirmeli.
Nasıl güzel sözler...
"Sana büyük caddelerin birinde rastlasam
Elimi uzatsam tutsam götürsem
Gözlerine baksam gözlerine konuşmasak
Anlasan"
Gülten Akın

Ve şiirin tümü: 

Deli Kızın Türküsü

 1

Sabahleyin

Karayı kaldırın mavi koyun umudumu yitirmedim
Beni çağırın gülümserken uykunun bir yerinde
Eliniz beyazken uzatın isterim
Karayı kaldırın sevgi koyun umudumu yitirmedim

Ben ışıklar konfetler bayramlar istemem
Uzanmışım gölgeliğe bir başıma
Şu uzaktan tükenmez yalnızlıktan
İçten içe ürküyorum ama
Böyle de iyiyim

Siz dayanılmaz bir "Günaydın"sınız
Sabah sabah insanı ayağına getiren
Hiç yoktan dünyayı kendini sevdiren
Siz çocuk ağızlı bir "Günaydın"sınız

Çocuk ağzınızla biraz daha durun
Gittiğinizde güz gelmiş olacak

Güz gelirken bir yanı kara sevdalarla
Avcumda bu yavru kuş varken tedirgin
Sizde tutunacak yaslanacak kollar
Biraz daha durun biraz daha
Karayı kaldırın mavi koyun umudumu götürmeyin


Akşamüstü

Yollarda akşam dönüşü yorgun argın
Siz yoksunuz şiir yazan ellerim yok
Yarımla dışa dönmüşüm yarım susken
Çizginin üstindekiler yüz yüze
Koca bir gün ne yapmışım nasıl yaşamışım
Haberim yok

Dokunup çekilen bir şarkı rüzgarla
Vakti yalanlıyor sıcak sıcak
Sinema dönüşü iş dönüşü yahut bahanesiz
Beyazın tam ortasında bekliyorum
Ya gelmezseniz ne olacak

Maviyi kaldırın kara koyun sırasıdır
Bana yeni tutkular gerek bıktım
Bir solukta buz gibi yaşamak isterim
Beni öldürürse bu umut öldürür


Gece Türküsü

Alıp ayaklarımı yollardan şöyle rahat
Tam kendimi bulacakken
Kim getirir sizi başucuma
Kim kaldırır uzun uykunuzdan

Başlar gecenin oyunu delice
Dizlerime yükselir bir deniz
Anıları küçük yıldızlar gibi karanlıkta
Yanıma yöreme indirirsiniz

Ben ışıklar konfetler bayramlar istemem
Uzak uzak gitmede fayda yok
Şimdi bütün şehirler birbirine benzer
Bir kendi kendime doyasıya
Bu gece sussanız dinlensem
Ne gezer


2

Şimdi insanların yalnız kolları var
Ve ben delice bir şey istiyorum
Şimdi insanların yalnız kolları var
Ve ben başımı koyuyorum

Tuttu bir alacakaranlık bastı
Bütün şehirler birbirine benzedi
Saklı köşem bir daha aldattı ellerimi
Ellerimde iki üç isim kaldı

Adına yakılan mumlar İsa'nın
Yana yana bitti umutsuz
İsa, resimleri kadar güzel değildi
Biri kardeşliiğimi aldı gitti
Şimdi ben delice yaslanmak istiyorum
Şimdi insanların yalnız kolları var


Sana büyük caddelerin birinde rastlasam
Elimi uzatsam tutsam götürsem
Gözlerine baksam gözlerine konuşmasak
Anlasan

Elimi uzatsam tutamasam
Olanca sevgimi yalnızlığımı
Düşünsem hayır düşünmesem
Senin hiç haberin olmasa
Senin hiç haberin olmaz ki
Başlar biter kendi kendine o türkü

Yağmur yağar akasyalar ıslanır
Bulutlar uçuşur gecelerin
Ben yağmura deli buluta deli
Bir büyük oyun yaşamak dediğin
Beni ya sevmeli ya öldürmeli

Yitirmeli büyük yolların birinde ne varsa
Böcekler gibi başlamalı yeniden
Bu Allahsız bu yağmur işlemez karanlıkta
Yan garipliğine yürek yan
Gitti giden

(1955) Gülten Akın




6 Ocak 2017 Cuma

Personal Trainer Serkan KISA

Önceki yazımdaBenim de Artık Bir Kişisel Koçum Var” diyerek anlatmıştım onu size. 

Günler geçtikçe ona olan saygım ve hayranlığım artıyor. Çünkü; bana sabırla, bazen birkaç kez, daha iyi hissetmem için hayatımda neleri değiştirmem gerektiğini anlatıyor ve uygulayabilmem için yardımcı oluyor. 
Bir de o kocaman yeşil gözleri, en az sözleri kadar etkileyince...
Böyle süper bir spor hocasının, daima yamacında olma isteğinin kalbe doğması kaçınılmaz. 
Bu nedenle zaten hiç boş zamanı yok. 
Herkes onunla çalışmak, ondan öğrenmek ve benim gibi onu dinlemek istiyor. Ne kadar şanslıyım :) Ben sordum, sevgili spor koçum Serkan Kısa cevapladı.


Mesleğinizi spor üzerine şekillendirmeye nasıl karar verdiniz?
Hayatımın içinde hep bir parçam olarak bildiğim 19 yıllık spor geçmişimi Fitness ile birleştirdim. Savunma sanatları üzerine 7 yıllık birikimimden sonra farklı işlerde çalışsam da spor içimde hep vardı. Bu yönlerimin üzerine gittikçe kendimle bütünleştiğini gördüm. Öğretmek için öğrendiğim en iyi işi yaptığımı düşünüyorum.

Kişisel Fitness Antrenörü öğrencileri için neler yapar?
Kişiye özel egzersiz programları hazırlar ve antrenman süresince bire bir uygular. Personal trainer (Kişisel Antrenör), kişilerin farklı ihtiyaç ve beklentilerini karşılamak için egzersiz planı hazırlarken standart programlardan farklı olarak; sporcunun sağlık ve fizyolojik durumunu, spor geçmişini, yaşam tarzını, alışkanlıklarını ve psikolojik durumunu (sinirli, mutsuz, çabuk sıkılan vb…) dikkate alır. Çalışmaların tüm detayları öğrenciye (client) özeldir. Periyodik ölçümler, nabız ve tansiyon kontrolü ilave testler yaparak öğrencinin gelişimini takip eder. Hedeflenen sonuca ulaşmanın anahtarı, kişilerin antrenman programlarını düzenli, disiplinli ve ayrıntılara dikkat ederek uygulamalarına bağlıdır. Personal Trainer (Kişisel Antrenör) bütün bunların aksamadan yapılması sağlayan ve kişilerin beklentileri doğrultusunda hedeflenen sonuca ulaşmaları için yardımcı olan kişidir.

Beslenme konusunda sağlıklı yaşam için önerileriniz nelerdir?
Doğru ve dengeli beslenme en önemli olgudur. Ne yiyeceğini bilmek doğru, ne zaman yiyeceğini bilmek denge işidir. Bunları programlamak ve bu doğrultuda kişinin kendisini organize etmesi gerekir. Diyet ve rejim kavramları benim için boş cümlelerdir. Sağlıklı beslenme vardır.

Masa başında geçen hareketsiz saatlerimizi nasıl telafi etmeliyiz?
Mesleki rahatsızlıklar günümüzün en büyük sorunlarından biri. Özellikle masa başında çalışan kişilerde duruş bozuklukları, fıtık problemleri, hareketsizlikten doğan migren vb. birçok rahatsızlığı beraberinde getirmektedir. Bunları önlemek için birçok enseme hareketleri ile birlikte masa başında yapılacak egzersizleri öğrenmek faydalı olacaktır.

Spor eğitiminin okullarda olması gerektiği gibi verildiğini düşünüyor musunuz? Nasıl olmalı?
Okullarımızda yapılan ve çocuklarımız için uygulanması gereken en önemli sorunlardan birisi branş seçimi. Jimnastik ve beden eğitimi derslerinde öğrencilerimize uygulanan yetenek çalışmaları yetersiz. Bunları geliştirmek ve doğru yönlendirmek çok önemli. Bu konuda bilinçli bir çalışma yapılmalı ve geliştirerek ailelere gerekli bilgi aktarılmalıdır.

Zihin ve beden bütünlüğünü nasıl sağlayabiliriz? 
Beyin inanmadığı hiçbir şeyi başaramaz. Zihin inandığı sürece her şeyi başarabiliriz. Beden onu takip edecektir. Önemli olan nerede olduğumuz değil, nerede olmak istediğimizdir. Amaca yönelik çalışmalar ülkemizde yapılan en büyük yanlışlardan birisi. Oysaki beden ve zihin bütünlüğü oluşmasında düzenli spor yapmak, sporu yaşam biçimi haline getirmek hayat kalitemizi arttıracaktır.


Eğitimleriniz arasında kendi egzersizleriniz için zaman ayırabiliyor musunuz?
Eğitimler esnasında her ne kadar hareketleri gösterirken çalışmalar yapsam da, haftada en az 3 gün kendi programımı uyguluyorum. Amaç spordan gelen sağlık ve zindelik.

Birçok egzersiz çeşidi var. Sizin en etkili olduğunu düşündüğünüz özel bir çalışma var mı?
Yıllardır araştırmalar cardio çalışmaları ve ağırlık çalışmaları arasında, en iyisi diğeri dese de bence ikisini de doğru şekilde kullanmak en etkili yöntemdir. Hareketleri uygularken doğru açılarda çalışmak, ağırlıkların altına girmektense vücut ağırlığıyla yapılan egzersizleri tercih etmek çok daha faydalıdır. Ancak doğru nabız aralığında çalışmak, bunları kendinize belirli aşamalarda uygulamak  çok daha önemli. Bunu antrenörünüzden öğrenebilirsiniz. İşte biz bunun için varız. Doğru egzersizi doğru kişinin kaldırabileceği bir kapasitede ve en doğru yağ yakma aralığında tutuyoruz.

Web sitenizde, Genetic Passport konusunda yetkili olduğunuz yazıyor. Nedir Genetic Passport?
Genetic Passport konusunda yeni atılımlar yaptığımız ülkemizde, Genetik araştırmadan sonra çocukların ve gençlerin genetiğine göre branş seçimi yönlendirilmesinde etkili olduğu görülmüştür. Genetik Antrenör olarak bizler, genetik pasaportunuz oluşturulduktan sonra size genetik antrenman programı vererek sonuca en kısa sürede ulaşmanızı sağlıyoruz. Kişinin DNA testi yöntemiyle, kendi kas sisteminin calışma prensipleri, kardiovaskuler kapasitesi ve sportif performansını etkileyen diğer genetik faktörlerinin değerlendirmesi yöntemi ile uygulanan egsersiz ve beslenme programlarıyla herhangi bir ilaç veya yardımcı madde kullanmadan, Fitness ve sağlıklı yaşam hedeflerine en kısa sürede doğal, sağlıklı ve bilimsel bir yoldan ulaşmasını sağlar. Genetic Fitness® sadece özel eğitimden geçmiş Genetic Trainer® sertifikalı uzman kişisel antrenörler tarafından uygulanabilinir. GENETIC PASSPORT, sporcuların ve her yaştaki çocukların performans genlerine göre (ani patlayıcı güç/sürat, dayanıklılık/denge ve kardiovaskuler kapasite gibi) hangi spor branşlarında daha başarılı olacağının bilgisini önceden verir. Ailelerin çocuklarının sportif geleceği hakkında daha isabetli kararlar verebilmesinde, eğitim kurumlarının çocukları uygun spor branşlarına yönlendirmesinde ve antrenörlerin spor branşına, kategorisine veya mevkisine en yatkın genetik yapıdaki sporcuları seçmelerinde çok önemli bilimsel bir veri kaynağıdır.



2 Ocak 2017 Pazartesi

Barış Manço


3 yaşımda öğrendiğim ilk şarkı, söyleyerek dans ettiğim, hala her dinlediğimde içimi kıpır kıpır yapan "Hal Hal" eşliğinde anmak istiyorum O'nu. 
Barış Manço  2 Ocak 1943
2 Ocak 1943 tarihinde Devlet konservatuvarı hocası Rikkat Uyanık ve İsmail Hakkı Manço’nun  ikinci çocuğu olarak, İstanbul Kadıköy’de dünyaya geldi.
Kadıköy Gazi Mustafa Kemâl İlkokulu'nda başlayan eğitimini, Galatasaray Lisesi ve ardından Şişli Terakki Lisesi'nde tamamladı. 1958 yılında ilk grubu Kafadarlar’ı kurdu. Harmoniler grubunu Galatasaray Lisesi'ndeki arkadaşları ile kurdu ve 1959 yılında ilk konserini verdi. Harmoniler grubunun ilk 45'liği  1962 yılında yayınlandı. Barış Manço, liseyi bitirdikten sonra Belçika'da öğrenimine devam etti.  sürdürmek isteyince Harmoniler dağıldı. Belçika Kraliyet Akademisi'nde resim, grafik ve iç mimarlık eğitimi aldı.
1964 ve 1968 yılları arasında Fransızca eserler üretti. 1968 yılında, Mazhar Alanson ve Fuat Güner’in de içinde bulunduğu Kaygısızlar grubu ile çalışmaya başladı. “Ağlama Değmez Hayat” 45’liği 1969 yılında Barış Manço'ya ilk altın plağını kazandırdı. Tek başına devam ettiği müzik yolculuğunda, 1970 yılında “Dağlar Dağlar”ı yayınladı. 700.000 satış rakamını geçen bu plağı ile Platin Plak Ödülü'nü kazandı.  1972 yılında kurduğu Kurtalan Ekspres ile yeni şarkılarını seslendirdi. 1978 yılında, "Sarı Çizmeli Mehmet Ağa" ve "Aynalı Kemer İnce Bele" şarkılarını  yılbaşı gecesi TRT'de seslendirdi.
Atasözlerini bolca kullandığı ve hikayeleri de olan 200 den fazla şarkı yaptı.
1980 yılında yaptığı “Hal Hal” şarkısı çok sevildi.  1981 yılında, "Arkadaşım Eşek", 1983 yılında “Halil İbrahim Sofrası”…
1988 yılında başlayan 7'den 77'ye televizyon programı ile 150’den fazla ülkeyi, son derece başarılı belgesellerle tanıttı.  "Adam Olacak Çocuk" programı ile miniklerin Barış abisi oldu.
1992 yılında “Mega Manço” ve 1995 yılında “Müsadenizle Çocuklar” adlı albümlerini yayınladı. 1995 yılında, Japonya’da Min-On Vakfı ona Yüksek Şeref Madalyasını verdi.
Barış Manço güzel kalbinin hatırası şarkıları ve sesiyle daima bizimle.