17 Nisan 2023 Pazartesi

İSTANBUL EFENDİSİ iyi ki kavuştuk yeniden

Eğlenme arzumuz var, isteğimiz dışında geldiğimiz dünyada yaşadığımızı hissedebilmek için. Yaşamak göreve dönüştüğünde sıradanlık yormuyor mu sizi de? Avuçlarda parmak yoran ekranla bütünleşmeler, kırmızı minik kalpler, mavi tıklar? Eskiden anıya dönüşen anlamlı zamanlar varmış. Uzun yazıları okumak, saatlerce bir seyre dalmak, sessizliği bile kıymetli olan sohbetler varmış. Merak güzelmiş. Şimdi hızla akan günlerin birinde yüzlerce kişiyi 3 saat bir hikayeyle baş başa bırakmak büyük cesaret. Bunu defalarca başarmak, eskinin çok da kaybolmadığını gösterdiği için memnumun. Gerçi dayanamayıp çantadan telefonunu çıkaranlar, o an seyri bırakıp sosyal medyasına yüklemek için gizlice video çekenler, tam yanımda of pof diye söylenerek sıkılanlar da oluyor ama önemsemek istemiyorum. 

Ben aylarca hasret kaldığım bir şölenin seyircisiyim. Karşımda atan her bir kalbin, dökülen alın terinin takdircisiyim. Şarkılarla, danslarla, muhteşem bir dekorda, makyaj, kostümleriyle ve karakterini tepeden tırnağa yaratan oyuncularla bir masalın içindeyim. Belki benden önce başkaları da benzetmiştir, Tim Burton filmi izler gibiyim. Çirkin ya da kötü görünmekten çekinmeyen, insansızlaşan oyuncuların başarısı bu. Karakterinin duygularını taklit etmeyen, kendini korumaya çalışmadan, karakterin kendisi olabilen oyuncuların başarısı bu. Kelimeleri, ağızlarından çıkarken, karşısındakini de gerçekten dinliyor. O an kendi repliğini düşünme haliyle oradan kaybolmuyor. Biri konuşurken, diğerine bakıyorum çünkü ben, nerede diye. Tiyatro sahnesinde her bir oyuncunun bir şeyleri söyleyişinde, susmasında ve ufacık bir bakışında bile afrodizyak etkisi ortaya çıkabilir, çıkıyor da.


Ülkemizde, müzikal komedinin ilk yazarlarından Musahipzade Celal’in 1914 yılında kaleme aldığı “İstanbul Efendisi” oyununu, Engin Alkan rejisiyle seyretme şansına sahip oldu Antalya seyircisi. Hem de kocaman, yepyeni bir tiyatro salonunda. İlk gün, 650 kişilik koltuklarda yer kalmadığı için basamaklardan birinde oturarak seyrettim. İkincisinde, bu kez en önden, ilk günde doyamadığım zevki yeniden yaşadım. Şu an yazarken bile şarkılardan birini dinliyorum: "Gönlüm seher yeli gibi daldan dala essem diyor..." Afet’in sesi çınlıyor odamda. Sahnenin bir ucundan diğerine süzülüyor. Savleti Efendi, kızına münasip bir damat bulmak için yıldızlardan, perilerden cevap arıyor. Öyle işte o zamanlar, Lale Devri sonrası tüm etnik ve toplumsal unsurlar hikayede bizi gülümsetiyor, düşündürüyor. Aşk ise, yine aşk. Kavuşamayınca daha büyük. Şarkılarla daha güzel aşk. Esma ve Safi Çelebi, Dilâver ve Dilâram kavuşsun, babası, oğlu İrfan’ı şefkatle kucaklasın istiyorum. Hacı Mimi’nin, Ferhat Ağa’nın, Feraset’in, Çarşı esnafının hal ve durumlarına gülümserken, Fidan’ın şarkısında ben neden ağlıyorum? “Gamzedeyim deva bulmam”

İrfan’ın karıştırdığı, çözülmeyi bekleyen yıldızlar altında seyirci eğleniyor, oyuncu sahnede eğleniyor. Renklerin cümbüşüyle dinleniyor ruhlarımız, eller acısa da alkıştan, iyi ki diyorum, iyi ki kavuştuk yeniden kaliteye, bu güzel şehrin tiyatrosunda.


ANTALYA BUYÜKŞEHİR BELEDİYESİ

ŞEHİR TİYATROLARI

GENEL SANAT YÖNETMENİ. MEHMET ÖZGÜR

2022-2023

"Müzikal Komedi"

İSTANBUL EFENDİSİ

YAZAN. MUSAHİPZADE CELAL

YÖNETEN. ENGİN ALKAN

Proje Başkanı. ŞEBNEM YURTTUTAN KARA
Dekor Tasarım: K. BARIŞ DİNÇEL
Kostum Tasarım: H. DUYGU TÜRKEKUL
Işık Tasanm: A. CEM YILMAZER
Koreograft: SENEM OLUZ
Yönetmen Yardıması: PINAR YILDIRIM
Reji Asistant: ŞÜKRÜ MASAT
Sahne Yöneticisi: IKBAL KIZILKAYA
Baş Dekorator: NURULLAH UZUN

Oyuncular: MEHMET ÖZGÜR / OSMAN KOT, HASİBE AYGÜL ÖZGÜR, BERK YÜCESİR, YUNUS DERLİ, ÇAĞATAY ÇANTA, ÇİĞDEM KARACA, SENCAN TÜRKMEN, DUYGU HATUNOĞLU ÜNAL, ANIL ŞEREFLİOĞLU, DEMET VURANOĞLU, SELİM TURGAY DELİ, ADİL ŞAHİN, ÇAĞDAŞ ÇOBANOĞLU, ÖMER ÖZNAZ, İNANÇ TARTAN, MEHMET DÖNMEZER
Müzisyenler: MUSTAFA ALTINAY / MÜZİK ŞEFİ, ALI TUNCAY, HÜSEYİN KOLLEZ, BATUHAN GÜRGEN, ONUR SAĞLAM, SINAN CAN SARI, TEVFİK SEMA, LEVENT YILDIRIM
Kondo Bale: HAKAN ÖZEN, AHMET KAYAARASI, AHMET PIRSELİMOĞLU, EFECAN AKKUŞ, ALİ ERYILMAZ, MURAT ERKAN, DOĞUKAN YEŞİL, YAREN ÇAVDUR, CEYDA ARZIMAN, ŞİMAL KEPÇELİ, NAZLI ÇALIŞKAN, ELİF NISA GAPAYLAR, AYŞE ÖZİL GÖNCÜ, ELİF KESKINER
Peruka: REFİK YERLİTAŞ











 

15 Nisan 2023 Cumartesi

Son benim! Başlangıç benim!

Hayatta kalmak için sunduğu emeğinin karşılığına razı olan insanoğlunun, gerçek hayatı ıskaladığını fark ettiği anlar vardır. Fark eder ama kıpırdayacak gücü ve cesareti olmayınca döngüye kapılır. Kazanmak için harcadığı zamanı kaybettiğini gördüğünde geç kalmadıysa ne mutlu. Medeniyet dediğimiz ilerlemenin ezberlettiği var olma durumlarında sınıflara ayrılır toplum. Ne saçma oysa. Kazandığına göre mi yaşamak, ne hissettiğine göre mi? Özgür değilse ruhu, en tepede seçilmiş ya da en tepeye ulaşmış olmanın anlamı nedir? Yararlı olabilmenin ölçüsü hangi zenginlikle belirlenebilir?

Bu sorular her birimizin zihninden geçer ve doğru kabul ettiğimiz ya da doğru kabul ettirilenlere yaşamaya devam ederiz.

Sanatın her dalını bu nedenle çok seviyorum. Uyandırıcı ve iyileştirici etkisi her şeye anlam kazandırıyor. Bir hikayeyi okurken ya da izlerken, kendi sorularıma cevap bulup yeni sorularla başka pencerelere yaklaşabiliyorum. 

Tiyatronun bendeki zamanı durdurmasına bu nedenle tutkuyla bağlıyım. Sahnedeki dekordan ve oturduğum koltuktan sınırları geçip anlatılanın içinde olmayı seviyorum. Anlatılan ne kadar iyiyse, o kadar büyülü geçiyor zaman. Oyuncu, başka bir ruhu canlandırırken, nasıl yaptığını umursamadan rol kesmiyorsa inanıyorum sözlerine, onu anlamaya çalışıyorum. Rolünün hayattaki ve zamandaki karşılığını anlatırken, yazarın sözünü söyleyebildiğinde alkışlar bitip de gerçeğe döndüğümüzde aldığım haz, tutkumun sebebini haklı çıkarıyor. Mesela, kazan dairesinde kömür tozu ve ter içinde çalışan Yang’ın diğerlerine benzemeyen yolculuğundaki isyanına hak veriyor, değersizlik hissine empati duyuyorum. Diğer arkadaşlarının bulundukları yeri kabullenişlerindeki çaresizliği görebiliyorum. Kapitalist düzenin adaletsizliği, geçmiş bir hikayeden günümüze aynı soruları sorduruyor. Karşımdaki adamlar gökyüzünden uzak; ki aslında bir gemide denizin üzerindeler, yorgunluğa kafa tutarak, varlıklarına kendilerince verdikleri önemle, deli eden gürültünün eşliğinde, kazanın ateşini besliyor. Önemliler çünkü onlar olmasa gemi hareket etmez. “Aşağıda ben varım. Daha aşağısı yok.” diyor Yang. “Ben başlatıyorum ve dünya başlıyor hareket etmeye! O kimse, benim işte! Eskiyi eski yapan yeni benim!” 

Tüm bu kapkara kasvetin içinde, bembeyaz güzelliğiyle o geliyor.
Mildred (Oyunculuğunu en çok beğendiğim) bembeyaz zarafetiyle kazan dairesinin isli karanlığına tezat bir duruşla zenginliğin sembolü olarak. Yang ile karşılaşması hikayenin en can alıcı sahnesidir. Yang’ın varoluşunu değiştirme cesareti, acı bir kabullenişe dönüşüyor. Onu yok sayan sistemle ağır bir şekilde yüzleşiyor. İsyanına destek ararken daha da görünmez hale geliyor. Kıllı bir maymun olup bir kafesten diğerine savruluyor. Nereye ait olduğu değil varlığını sürdürebilmesi bile artık o sistem içinde mümkün değil. 

"Allahın Ayısı" ismiyle bilinen, "Kıllı Maymun" oyununun yazarı Eugene O’Neill eserinde, toplumsal eleştirinin içinden, bireysel varoluş çabasına uzanan bir yolculuğun sancısını anlatıyor. 

Antalya Devlet Tiyatrosu’nda seyrettiğim oyunun dekoru, kostümleri, oyuncuların özellikle kürek eşliğindeki koreografisi, müziği ve ışık tasarımı çok iyiydi. 

Son yıllarda Antalya tiyatro sanatçıları içinde tanıdığım en çalışkan ve yenilikçi fikirlere sahip Ferdi Dalkılıç’ın yönetmenliğinde “Kıllı Maymun” dan daha azını beklemem olanaksızdı zaten. 1 saat 50 dakika, 2 perde süresince kitabı okuyormuşum gibi canlandı hikaye benim için. Sekreterlerin sahnesi de, oyunculukları da çok iyiydi. Bir de Paddy rolünün oyunculuğu tam olması gereken gibiydi. 

Yang’ın, et ve kemikten bir makine olmaya direnmesi, sonunu sadece et ve kemikten kalmaya sürükledi. Oysa o gerçek hayatı yaşamak istiyordu, özgür ve dilediği gibi.
KILLI MAYMUN 2 Perde - 1 saat 50 dakika
Yazan: Eugene O’Neill
Çeviren: Aziz Çalışlar
Yöneten: Ferdi Dalkılıç OYUNCULAR: Yang: Orkun Yılmaz
Paddy: Kerem Yücel
Long: Mert Can Sevimli
Mildred: Damla Yavaş
Teyze: Emel Elevli
Ateşçiler: Ömer Alper İzci, Gökhan Hızarcıoğlu, R. Kürşad Süren, Sidar Baran, Okan Kağnıcı, İ. Hürcan Sürmeli
Sekreterler: Esra Dayan, S. Ezgi Memiş, Aysel Şereflioğlu Makinist: Kutay Şahin
Dekor Tasarımı: Tayfun Çebi
Kostüm Tasarımı: Funda Çebi
Işık Tasarımı: Barbaros Gülaçtı
Koreografi: Boğaç Özbakır
Müzik: Selçuk Yılmaz
Yönetmen Yardımcısı: Emel Elevli
Asistanlar: Sidar Baran, İsmail Sabri Memiş
Sahne Amiri: İsmican Ekinci
Kondüvit: Erol Karayılan
Işık Kumanda: İlkay Demirel
Suflöz: Tuğba İnci
Dekor Sorumlusu: Halil Çakmak
Aksesuar Sorumlusu: Sezai Şekercigil
Kadın Terzi: Arzu Ereyizlioğlu Gürdal
Erkek Terzi: Mustafa Aytar
Perukacı: Demet Altıntaş

23 Mart 2023 Perşembe

Bitget’ten Türkiye’ye Özel Süper Hediyeler

Bitget’ten Türkiye’ye Özel Süper Hediyeler

Dünyanın lider kripto borsası Bitget, Türkiye kullanıcıları için Ramazan’a özel kampanyasını duyurdu. Hem yeni, hem de eski kullanıcılara yönelik olan bu kampanya ile Bitget, kullanıcılarına 75 bin dolar değerinde ödül havuzu, 1 adet Macbook Pro ve bir adet iPhone 14 hediye edecek.

 

Ramazan Hep Birlikte Paylaştıkça Güzel

Bitget Türk kullanıcılarınu mutlu etmeye devam ediyor. Bitget’in geleneksellmiş Ramazan Hep Birlikte Paylaştıkça Güzel kampanyası bu sene de büyük hediyelerle tekrar ediyor.

Bitget’in Türkiye kullanıcıları için Ramazan’a özel kampanyasında hem yeni, hem de eski kullanıcılar büyük ödülleri kazanabiliyor. İşte ödül detayları.

 

75.000$ Değerinde Mega Ödül Havuzu

Kampanya sayfasından kampanyaya katılarak görevleri yerine getiren kullanıcılar toplam 75 bin dolar değerindeki ödül havuzundan pay kazanma şansı elde edecekler.

Macbook Pro

Şanslı Kullanıcı Ödülü şartlarını tamamlayan şanslı Bitget kullanıcısı Macbook Pro kazanacak.

iPhone 14

Şanslı Kullanıcı Ödülü şartlarını tamamlayan şanslı Bitget kullanıcısı Macbook Pro kazanacak.

23 Mart’ta başlayan kampanyaya, 6 Nisan 2023’te sona erecek.

Kampanyata katılmak için buraya tıklayın.

Bitget’in Türkiye’deki tüm listeleme ve kampanyalarından haberdar olmak için Bitget Türkiye Topluluğuna buraya tıklayarak katılabilirsiniz.

 

Bitget Hakkında

2018 yılında kurulan Bitget, temel özellikleri olarak yenilikçi ürünler ve sosyal işlem hizmetleri ile dünyanın lider ilk beş kripto para borsası arasındadır ve şu anda dünya çapında 100’den fazla ülkede 8 milyondan fazla kullanıcıya hizmet vermektedir.

Borsa, kullanıcılara tek noktadan ve güvenli işlem çözümleri sağlamayı taahhüt ediyor ve Arjantinli efsanevi futbolcu Lionel Messi, İtalyan lider futbol takımı Juventus, PGL Major’ın resmi espor kripto partneri ve lider espor organizasyonu Team Spirit dahil olmak üzere güvenilir partnerle işbirlikleri yaparak kripto kullanımını artırmayı hedefliyor.

Bir boomads advertorial içeriğidir.