1880 yılında Lev Nikolayeviç Tolstoy’un yazdığı “İtiraflarım” isimli kitabı okumak için loş bir odada, mum ışığında, sayfaların arasında kaybolmaya başlasanız ve canlansa gözlerinizin önünde. Bembeyaz uzun sakalı, kafası karışık ama cümleleri net ve bir yanda gençliği de gelse, siz okudukça beraber düşünüp sorulara cevap arasanız, nasıl bir zaman yolculuğu olurdu? İşte bu oyun tam olarak böyle hissettiriyor. Seyrederken kopmanız, şu anki zamana dönmeniz mümkün değil. Elbette zihniniz şimdinin cevaplarıyla kıyaslamalara girer ama arayışınız aynıdır. Çarpıcı bir deneyimdi gerçekten.
Sormuyor muyuz biz de, “Neden yaşıyorum?”
“Peki sonra ne olacak?”
Dünyaya kendi iradesi dışında yaşamaya gelen insanın, başarılı,
ünlü olması ya da kime, neye göre başarısızlığı, kaybeden olması, iyiliklerine,
kötülüklerine vicdani sebepleri, sonsuz olduğunu bildiği evrende sonlu bir ömürle
güç bulmak için inanç ihtiyacı duyması ve bilimin yanıtlarıyla yetinememesi, onu,
varoluşuna anlam aramaya sürüklemez mi?
Yüz yıllardır aynı sorularla, aynı arayışta değil miyiz?
Dini ritüeller, gelenekler, zamanla değişen her şey ve direnen birçok inançla
aynı sonu bile bile yaşamaya devam etmiyor muyuz? Tolstoy da kendi zamanında benzer
sancılarla dillendirmiş sorularını ve en sonunda kendince bulmuş cevabını:
“Yaşamak ve Tanrı'yı bilmek aynı şeylerdir. Tanrı var
oluştur."
"Tanrı'yı arayarak yaşadın mı, bir daha Tanrısız yaşayamazsın."
Günümüz dünyasında her şey o kadar hızlı ki; saniyelik
görsellerle, kısa cümlelere tahammülü var insanın artık. Derinlikten kaçış hem
kolay hem de şart gibi. Oysa derinliğe ihtiyacımız var anlamak için. Derinliğe
ihtiyacı var sorgulayan insanın. Az değil bu ihtiyaca sahip olanlar ya da durup
yavaşlarken ihtiyacı olduğunu fark edenler. Oyun bunun için önemli ve harcanan
emek çok değerli. Abdullah Sürekli ve Yiğit Sürekli, bizi bu zaman
yolculuğunda uyanık tutmayı başarıyor.
Oyuncunun döktüğü alın teriyle hikayesine sadakati ve sahnede ruhunu giydiği kişiye bizi inandırması nadir bir haz veriyor. Her oyunda olmuyor böyle ve olunca da çok kıymetli. "Tolstoy'dan İtiraflar" da baba ve oğulun oyuncu olarak sahnedeki uyumu,
bizi kitabın sayfalarında onlarla birlikte düşünmeye, anlamlandırmaya ve en
güzeli oyun bittiğinde bile hala düşündürmeye davet ediyor. Daha ne olsun. Kitap okur gibi, canlanan bir kitabın yazılışında, yazarın odasına misafir olmak gibi...
Bu ayrıcalığı yaşamalısınız.
Panda Sahne
Tolstoy'dan İtiraflar
Süre: 60 Dakika
Yazan: Lev Nikolayeviç Tolstoy
Yöneten & Uyarlayan: A.Kadir Bozkurt
Oynayanlar: Abdullah Sürekli – Yiğit Sürekli
Reji Asistanı: Yiğit Sürekli
Sahne Amiri: Aylin Arslan
Ses & Işık: Alper Karagözoğlu
Dekor/ Kostüm/ Afiş Tasarımı: Sürekli Tiyatro
Müzik Derleme: Sürekli Tiyatro
Prodüksiyon Amiri: Emre Sürekli
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder