30-01-2017
007 yılında doğdu miniğim, gri tüylü, güzel gözlü boncuğum. İlk kedimiz Zeytin’in ve aynı günlerde muhabbet kuşumuzun gidişiyle açılan boşluğu doldurdu sıcaklığıyla. Yaş aldıkça tembelleşiyor güzel kızımız. Bütün gün uyuyup gece biz uyuduktan sonra, uyanmamız için her şeyi yapıyor. Patiye kuvvet, tıkır mıkır sesler, hapşırmalar, şıp şıp su içmeler sabaha kadar bitmiyor. Güneş doğunca da hemen salonda baş köşeye, kış mevsimlerinde güneş en çok nereye geliyorsa, oraya kıvrılıyor. Öyle çok sevgi arsızı falan değildir, gelip de kucağa oturmalar, mır mır uykuya dalmalar… Nerede, keşke…
Canı isterse gelir, başını, boynunu okşatır ve gider. Güzel bir söz duyarsa cilveye başlar. İşte o hallerine bayılıyorum.
Kedilerin, köpeklerin ve tüm canlıların, kuşkusuz sanatın her alanında yeri ve verdiği ilham sonsuz. Masumiyetleri, sessizliklerinde sakladıkları sırları, bakışlarıyla konuşmaları, vefaları… Böyle anlatınca yine yeniden vegan olmak istiyorum. Boncuğumun böyle etkileri de oldu hayatımda. Yıllarca vejetaryen beslendim, hamsi yerken gözlerim dolardı, sonra bir gün civcivlere üzülüp yumurtayı da bıraktım. Bizim gibi ruhu, eti, kanı, canı olanlar içinden yediklerimizden farkımız, biraz daha zeki ve güçlü oluşumuz. Yazık değil mi diye düşünüyorum sık sık. Brokoli, bamya, avokado varken…
Hayata bakışımızı, yaşam şartlarımızı değiştiren ve güzelleştiren, birlikte yaşadığımız canlılar neler düşünür bizim hakkımızda? Boncuğuma sorular sorarım bazen kendimle ilgili, masum masum yüzüme bakar, ağladığım zaman anlar halimi, yanıma sokulur. O ayakucumda uyurken daha çok ilham gelir kalemime, zihnime. Sevgiden belki… Çünkü, koşulsuz sevgi güzelleştirir insanı.
Seneler önce bir kitap almıştım, ismi merak uyandırdığı için. “Uygarlığı Değiştiren 100 Kedi” yazarı, Sam Stall, Can Yayınları’ndan çıkan bu kitabın şimdi sarı ve sevimli bir kapağı var. Bendeki, yeni kapaklarına göre daha çok sevdiğim eski Can Yayınları baskılarından, beyaz kapaklardan. Kedilerin, sadece sanata olan değil, bilim alanındaki ve tarihteki etkilerinden de bahsediyor kitap. Kitabı okudukça hayranlığımın arttığı minik patilerin, vakur ve asil duruşlarını nasıl da hak ettiklerine bir kez daha emin oluyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder