19-01-2017
Geçen yıl, yanlış hatırlamıyorsam bu tarihlerde izlediğim, zihnimi epey meşgul eden bir film vardı: “The Lobster”, Istakoz, başrol oyuncusunun kendi adına, dönüşmek istediği canlı. Film kurgusu ve atmosferi itibariyle tam bir distopikhikayekategorisinde. Başrol oyuncularından biri olan Collin Farrel, bu filmde karakterin ruhunu müthiş bir oyunculukla yansıtıyor. Otel müdürü rolüyle, en İyi yardımcı kadın oyuncu ödülü kazanan Olivia Colman’ın oyunculuğuna, rol aldığı her film ve dizide hayranım zaten. Bir diğer başrol oyuncusu Rachel Weisz da her filminde olduğu gibi yine çok etkileyici.
Şöyle bir dünya düşünün: Yalnız olmak yasak, eğer yalnızsanız, sevgiliniz, eşiniz öldüyse ya da terk edildiyseniz tutuklanarak bir otele götürülüyorsunuz. Burada 45 gün içinde kendinize uygun birini seçip çift olmanız gerekiyor. 45 gün sonunda bunu başaramazsanız, otele kayıt esnasında size sorulduğunda cevap olarak verdiğiniz bir hayvana dönüştürülüyor, ormana bırakılıyorsunuz. Otelde kalmayı reddeden ve yalnızlığı seçtiği için gizlice ormanda yaşayanlar da var. Otelde kalan yalnızlar her gün otobüsle ormana bırakılıp bu kaçak insanları avlıyor. Diyelim ki; otelde kalan ve 45 gününün dolmasına az kalmış, hala yalnız biriyseniz, ormanda yaşayan kaçaklardan birini yakalarsanız, fazladan bir gün daha kazanıyorsunuz.
Senaryosunda Efthymis Filippou ile birlikte ve yönetmenliğinde imzası olan Yorgos Lanthimos, izlerken asla sıkılmayacağınız etkileyici bir film hazırlamış. Filmi izlerken, kadın, erkek ilişkilerindeki klişelere, çaresizliğin acısına ve biraz da rahatsız edici öfkeye tanık olacaksınız. Ve ayrıca, otelin yalnız misafiri (David) Collin Farrel ile ormanda kaçak yaşayan Rachel Weisz arasındaki aşkın hallerini de derinden hissedebilirsiniz.
Başrol oyuncusuyla empati kurduğumda, uzun yıllardır istemesem de yalnızlığa alışmış (olmayınca olmuyor sevgili okuyucu) biri olarak, 45 gün sonunda yasak olan yalnızlığımdan kurtulamazsam, her iklimde yaşayabilen, dünyanın en hızlı uçabilen kuş türlerinden biri olmayı seçerdim. David, yüz yıldan fazla yaşayabildiği ve gücünü de yıllar içinde koruyabildiği için ıstakoz olmayı istiyor. Oluyor mu, söylemeyeceğim tabii. Çünkü,kazandığı ödüllerle başarısını kanıtlayan bu filmi izlemenizi, gerçekten ısrarla öneriyorum. Kazandığı ödüller; en iyi senarist dalında Avrupa Film Ödülü, en iyi yardımcı kadın oyuncu dalında Britanya Bağımsız Film Ödülü, en iyi kostüm tasarımcısı dalında Avrupa Film Ödülü ve Helenic Film Akademisi en iyi yabancı film ödülü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder