06-05-2017
Siz de hissediyor musunuz zaman zaman “Şu an burada bulunmamın bir anlamı var” diye içinizden konuşuyor musunuz kendinizle?
Bugünlerde ben sıklıkla böyle hissediyorum.
Bugünlerde ben sıklıkla böyle hissediyorum.
Size ait bir parçanın, aradan geçen tüm zamana inat, bir gün sizi yeniden bulacağına inandınız mı hiç? Hiç kaybetmedim inancımı ve bulduk da birbirimizi.
Sonra bir kez daha emin oldum ki: “Hayatımız sürerken, her an bir yerde bulunmamızın kıymetli bir anlamı var.”
Sonra bir kez daha emin oldum ki: “Hayatımız sürerken, her an bir yerde bulunmamızın kıymetli bir anlamı var.”
Yüz kez geçtiğim sokaklarda binlerce düşüncenin esiriyken başka bir gün prensesler gibi süzülebilirim. Aynada aksimi süsleyen küpelerimin hüzünlü hatırası, yeni bir bakışla tazelenip güzelleşebilir.
Daha bir sene önce Hıdırellez’de denize emanet ettiğim dualarımın mucizesini beklerken, şimdi tam da onları yaşayabilirim. Hatta bu yıl Hıdırellez için dilekten çok şükürlerimi sunabilirim. Belki de budur esas olan, sahip olduklarında geçmiş dualarını görebilmektir. Çünkü hep daha fazlasını istemeye alıştırılıyoruz.
‘Üretme tüket’ devrinin mağdurlarıyız.
Etrafımda sürekli olumsuzluklara odaklanan sevdiklerime kendimi anlatıp “Ben de böyleydim ama bak, başka bir yolu var iyi hissetmenin” diye anlatabilirim. İkna edebilir miyim bilmiyorum ama denerim.
Bana sunduğu etiketlerle hatalarına bahane arayanları, kendi haline bırakabilirim. Bu insanların etiket tarifleri de hep kendi çıkarlarına göre değişir. Ve eminim onların da öğrenmesi gereken ders, bu davranış biçiminin kendi hayatına sundukları olacaktır. Çünkü yanlış ve doğrunun bir arada bulunmasının da bir anlamı vardır. Her birimizin bir diğerinden aldığı dersin önemi, fark edildiği ölçüde değer kazanır. Mesela adam kalbimi kırmış ama haberi yok ya da ben okuyamamışım onun sözlerinin ardını ve yargılarımla boğuşurken kaçırmışız zamanı. Oysa her bir ‘an’ a borçluyuz. Anların saflığını, her şeyden uzak, her ihtimale yakın halini bir görebilsek…
Mevsim yeniliyor kendini. Önümüz yaz, bekliyoruz. Sustuklarımızın çiçekler gibi tomurcuklanıp dünyayı değiştirme gücünü küçümsememeli. Sabırla demlenen hayaller iz bırakmak için bekliyorsa, bırakın gerçekleşsinler. Ufacık bir iz için bile olsa, aklınızdan geçen, gönlünüze düşen her neyse, ertelemeyin, hareketsiz kalmayın. Boşuna değil hiçbir inanç ve buluşma. Her an, bir yerde bulunmamızın mutlaka kıymetli bir anlamı var.
‘Üretme tüket’ devrinin mağdurlarıyız.
Etrafımda sürekli olumsuzluklara odaklanan sevdiklerime kendimi anlatıp “Ben de böyleydim ama bak, başka bir yolu var iyi hissetmenin” diye anlatabilirim. İkna edebilir miyim bilmiyorum ama denerim.
Bana sunduğu etiketlerle hatalarına bahane arayanları, kendi haline bırakabilirim. Bu insanların etiket tarifleri de hep kendi çıkarlarına göre değişir. Ve eminim onların da öğrenmesi gereken ders, bu davranış biçiminin kendi hayatına sundukları olacaktır. Çünkü yanlış ve doğrunun bir arada bulunmasının da bir anlamı vardır. Her birimizin bir diğerinden aldığı dersin önemi, fark edildiği ölçüde değer kazanır. Mesela adam kalbimi kırmış ama haberi yok ya da ben okuyamamışım onun sözlerinin ardını ve yargılarımla boğuşurken kaçırmışız zamanı. Oysa her bir ‘an’ a borçluyuz. Anların saflığını, her şeyden uzak, her ihtimale yakın halini bir görebilsek…
Mevsim yeniliyor kendini. Önümüz yaz, bekliyoruz. Sustuklarımızın çiçekler gibi tomurcuklanıp dünyayı değiştirme gücünü küçümsememeli. Sabırla demlenen hayaller iz bırakmak için bekliyorsa, bırakın gerçekleşsinler. Ufacık bir iz için bile olsa, aklınızdan geçen, gönlünüze düşen her neyse, ertelemeyin, hareketsiz kalmayın. Boşuna değil hiçbir inanç ve buluşma. Her an, bir yerde bulunmamızın mutlaka kıymetli bir anlamı var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder