28-03-2017
Antalya Devlet Tiyatrosu’nda 2016 yılı Ocak ayında prömiyeri yapılan, Hakan Çimenser’in yönettiği ‘Geçmişten Gelen Kadın’ adlı oyunu bu akşam, ‘Dünya Tiyatrolar Günü’nde saat 20:00’de Haşim İşcan Kültür Merkezi Devlet Tiyatrosu Sahnesi’nde izleyebilirsiniz.
ARZU TAŞKIN
‘Geçmişten Gelen Kadın’, lise yıllarından sonra İstanbul’a gelip gazetelerde redaktör ve muhabir olarak çalışan Alman asıllı yazar Roland Schimmelpfennig’in eseri. Sibel Arslan Yeşilay’ın dilimize çevirdiği eseri sahnede yöneten isim ise Hakan Çimenser.
‘Geçmişten Gelen Kadın’, lise yıllarından sonra İstanbul’a gelip gazetelerde redaktör ve muhabir olarak çalışan Alman asıllı yazar Roland Schimmelpfennig’in eseri. Sibel Arslan Yeşilay’ın dilimize çevirdiği eseri sahnede yöneten isim ise Hakan Çimenser.
Verdiğimiz sözler bizi ne kadar bağlar düne? Gençlik aşklarının, sıcak yaz sevdalarının heyecanıyla “Seni hep seveceğim” diyen sevgililer sözünü tutar mı? Günün birinde verilen sözlerin hesabı için kapımız çalınırsa neler yaparız? Oyun süresince bu soruların cevaplarını tartışıyor zihnimde, birbirinden gürültülü sesler. Verdiğimiz sözlerin ya da öylesine söylediğimiz, an’ı kurtaran süslü cümlelerin zamanda asılı kalan izleri peşimizden gelebilir, dikkatli olmalıyız. Mizah, dram, kıskançlık, aşk… Hepsi tanıdık ama sürpriz bir son, içimizdeki o sesleri aniden susturabilir.
Claudia ve Frank yıllardır evli ve bir erkek çocuk sahibi sıradan bir çifttir. Taşınmak üzere hazırlıkları sürmektedir. Koliler ve tamiratlar arasında geçen günlerin birinde evin kapısı çalınır. Beklenmedik misafir, Frank’ın 24 sene önceden sadece yaz aşkı olarak mazide kalan sevgilisi Romy’dir. Bu sırada Claudia ve Frank’ın oğlu Andi, sevgilisi Tina ile ayrılmadan önceki son gecelerini yaşamaktadır. Bir an, sadece bir an olan o kader ya da tesadüf tüm bu isimleri içinden çıkılması zor bir gerilime sürükler.
Frank rolünde Orkun Yılmaz’ı ilk kez izledim ve bu gecikme için üzgünüm, mahcubum. Eski sevgilisi ve karısı arasında kalan, her ikisiyle bir aradayken farklı, biriyle yalnız kalınca bambaşka olan klasik erkek vaziyetlerini çok güzel canlandırıyor.
‘İbiş’in Rüyası’nda’ performansına hayran kaldığım sevgili Demet Boci, eşini sahiplenen fakat kalbindeki şüpheleri de susturamayan Claudia’nın değişen ruh halini seyirciye yine başarıyla hissettiriyor.
‘Gökten Yağar Gibi’ nin tatlı Teresa’sı Gözen Müftüoğlu bu kez kırmızılar içinde, geçmişten çıkıp gelen eski sevgili Romy rolünde, aşık bir kadının isterse nasıl tehlikeli olabileceğini gösteriyor bize.
Tina’yı canlandıran Nil Özcan ve Andi rolünde Gökhan Hızarcıoğlu, gençlik aşklarının saf ve masum hallerini anımsatıyor bize oyun sonuna kadar. Onların heyecanı ve telaşları aynı zamanda anne ve babalarının aşk maceralarının geçmişten yansıyan gölgeleri gibi duruyor hep bir köşede.
Tina’yı canlandıran Nil Özcan ve Andi rolünde Gökhan Hızarcıoğlu, gençlik aşklarının saf ve masum hallerini anımsatıyor bize oyun sonuna kadar. Onların heyecanı ve telaşları aynı zamanda anne ve babalarının aşk maceralarının geçmişten yansıyan gölgeleri gibi duruyor hep bir köşede.
Bu akşam, haftaya güzel başlamak için ‘Geçmişten Gelen Kadın’ ı izlemenizi tavsiye ediyorum. Ayrıca Nisan ayında, daha önce kaçırdığınız oyunları yeniden izlemek için plan yapmaya başlayabilirisiniz. Baharda tiyatro bir başka güzel ve bugün ‘Dünya Tiyatrolar Günü’ kutlu olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder